Aile Hukuku

Nafakanın Artırılması veya Kaldırılması Davası Nasıl Açılır? (Güncel Şartlar)

15 July 2025

Boşanma kararıyla birlikte hükmedilen nafaka, karar verildiği günün ekonomik ve sosyal şartları içerisinde adil ve yeterli görünebilir. Ancak hayatın dinamik yapısı, zamanla bu dengeleri altüst eder. Yıllar geçtikçe enflasyonun alım gücünü eritmesi, çocukların büyümesiyle artan eğitim ve sağlık masrafları veya tarafların hayatındaki köklü değişiklikler, mahkemenin yıllar önce takdir ettiği o rakamı yetersiz, anlamsız ve hatta haksız kılabilir.

Güler Hukuk Bürosu olarak, Bursa'da aile hukuku alanında yürüttüğümüz davalarda bu değişimin taraflar için ne kadar kritik ve yıpratıcı olabildiğini her gün görüyoruz. Bir taraf için çocuğunun temel ihtiyaçlarını karşılayamamanın çaresizliği, diğer taraf için ise artık yasal şartları ortadan kalkmış bir yükümlülüğü taşımaya devam etmenin getirdiği adaletsizlik hissi, aile hukuku davalarının en hassas noktalarını oluşturur.

İşte bu yüzden kanun koyucu, nafakanın "statik" ve "değişmez" bir rakam olmadığını kabul etmiş ve değişen koşullara uyarlanabilmesi için "Nafakanın Artırılması" veya "Nafakanın Kaldırılması" davalarını düzenlemiştir. Bu yazımızda, bu davaların hukuki temelini, hangi şartlarda açılabileceğini, süreçte nelere dikkat etmeniz gerektiğini ve Yargıtay'ın güncel bakış açısını net ve anlaşılır bir dille açıklayacağız.

Nafakanın Hukuki Temeli ve Türleri

Konunun detaylarına girmeden önce, hangi nafaka türünün hangi koşullarda artırılıp kaldırılabileceğini anlamak önemlidir. Medeni Kanunumuzda temel olarak iki tür nafaka bulunur:

  1. Yoksulluk Nafakası: Boşanma nedeniyle yoksulluğa düşecek olan tarafa, diğer tarafın mali gücü oranında süresiz olarak bağlanan nafakadır. Bu nafaka, alan tarafın yoksulluk durumunun ortadan kalkmasıyla son bulabilir.

  2. İştirak Nafakası: Müşterek çocuğun velayeti kendisine verilmeyen tarafın, çocuğun bakım, eğitim ve sağlık gibi giderlerine mali gücü oranında katılması için hükmedilen nafakadır. Bu nafaka, kural olarak çocuk ergin olana (18 yaşını doldurana) kadar devam eder.

Bu iki nafaka türünün artırılması veya kaldırılması talepleri, Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) farklı maddelerine dayanır. TMK'nın 176. maddesinin 4. fıkrası, yoksulluk nafakası için “Tarafların malî durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hâllerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir” derken; iştirak nafakası için TMK'nın 331. maddesi “Durumun değişmesi hâlinde hâkim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırır” hükmünü amirdir. Görüldüğü gibi her iki durumda da temel ilke **"durumun ve şartların değişmesi"**dir.

Nafaka Artırım Davası: Hangi Şartlarda ve Nasıl Açılır?

Belirlenen nafaka miktarı artık yetersiz kalıyorsa, nafaka alacaklısı her zaman bir "nafaka artırım davası" açma hakkına sahiptir. Ofisimizdeki tecrübelerimiz, mahkemelerin bu davalarda belirli somut gerekçeler aradığını göstermektedir.

Artırım İçin Haklı ve Geçerli Gerekçeler Nelerdir?

  • Enflasyon ve Ekonomik Koşullar: Bu, en temel artırım sebebidir. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan yıllık Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) artış oranı, Yargıtay tarafından nafaka artışı için asgari bir ölçü olarak kabul edilir. Yani aradan geçen yıllarda paranın alım gücündeki düşüş, tek başına bile güçlü bir artırım nedenidir.

  • Çocuğun İhtiyaçlarının Artması: Bu durum, özellikle iştirak nafakasında en sık karşılaşılan gerekçedir. Örneğin:

    • Çocuğun kreş veya anaokulundan ilkokula başlaması,

    • Lise çağına gelmesi ve dershane, özel ders gibi ek eğitim masraflarının doğması,

    • Üniversiteye başlaması ve barınma, harçlık, kitap gibi giderlerinin ortaya çıkması,

    • Kronik bir sağlık sorununun veya özel bir yeteneğinin (spor, sanat vb.) getirdiği ek masraflar.

  • Nafaka Alan Tarafın Mali Durumunun Kötüleşmesi: Nafaka alacaklısının iradesi dışında işini kaybetmesi, sağlık sorunları nedeniyle çalışma gücünü yitirmesi gibi durumlar da artırım için geçerli bir sebep olabilir.

  • Nafaka Ödeyen Tarafın Gelirinde Olağanüstü Artış: Nafaka borçlusunun terfi alması, yeni ve daha kazançlı bir iş kurması, beklenmedik bir mirasa konması gibi gelir düzeyindeki ciddi artışlar, hakkaniyet gereği nafakanın da artırılmasını gerektirebilir.

Nafakanın Azaltılması veya Tamamen Kaldırılması Davası

Madalyonun bir de diğer yüzü vardır. Nafaka ödeyen taraf (borçlu) için de zamanla koşullar değişebilir ve ödenen nafaka haksız bir yüke dönüşebilir.

Nafakayı Sona Erdiren veya Azaltan Haller Nelerdir?

Burada nafakanın türüne göre bir ayrım yapmak zorunludur:

A) Yoksulluk Nafakasının Kaldırılması Sebepleri:

  1. Nafaka Alanın Yeniden Evlenmesi: Bu durum, yoksulluk nafakasını otomatik olarak sona erdirir. Dava açmaya bile gerek kalmadan, evlilik gerçekleştiği anda nafaka yükümlülüğü kalkar.

  2. Taraflardan Birinin Vefatı: Vefat halinde nafaka kendiliğinden sona erer.

  3. Nafaka Alanın "Fiilen Evli Gibi Yaşaması": Nafaka alan tarafın bir başkasıyla evlilik bağı olmaksızın, sürekli ve düzenli bir şekilde karı-koca gibi yaşaması durumunda, nafaka borçlusu dava açarak nafakanın kaldırılmasını talep edebilir. Bu durumun tanık beyanları, sosyal medya paylaşımları gibi delillerle ispatlanması gerekir.

  4. Nafaka Alanın Yoksulluğunun Ortadan Kalkması: Nafaka alan kişinin düzenli ve yeterli gelir getiren bir işe girmesi, kendisine bir miras kalması veya başkaca bir yolla yoksulluk durumunun sona ermesi halinde, nafakanın kaldırılması için dava açılabilir.

  5. Nafaka Alanın Haysiyetsiz Hayat Sürmesi: Çok istisnai ve ispatı zor bir durum olmakla birlikte, kanunda bir kaldırma sebebi olarak düzenlenmiştir.

B) İştirak Nafakasının Kaldırılması veya Azaltılması Sebepleri:

  1. Çocuğun Ergin Olması (18 Yaşını Doldurması): Kural olarak iştirak nafakası, çocuğun 18 yaşını doldurmasıyla kendiliğinden sona erer.

  2. Çocuğun Evlenmesi veya Mahkeme Kararıyla Ergin Kılınması: Bu durumlar da nafakayı sona erdirir.

  3. Nafaka Borçlusunun Mali Gücünü Kaybetmesi: Nafaka ödeyen babanın/annenin işini kaybetmesi, iflas etmesi veya ciddi bir hastalık nedeniyle çalışamaz duruma gelmesi gibi hallerde, nafaka miktarının azaltılması veya geçici olarak kaldırılması talep edilebilir.

Önemli Not: Çocuk 18 yaşını doldurmuş olmasına rağmen eğitimi devam ediyorsa (örneğin üniversite okuyorsa), iştirak nafakası sona erse de, çocuk bizzat kendisi anne ve babasına karşı yeni bir "eğitim nafakası" davası açma hakkına sahiptir.

Dava Süreci ve İspat Yükümlülüğü

Nafaka artırım, azaltım veya kaldırma davaları, Aile Mahkemesi'nde açılır. Süreç, talebi içeren bir dava dilekçesinin mahkemeye sunulmasıyla başlar. Mahkeme, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarını (SED) detaylı bir şekilde araştırır. Bu araştırma kapsamında;

  • Maaş bordroları,

  • Tapu kayıtları,

  • Banka hesap hareketleri,

  • Çocukların okul ve kurs faturaları gibi belgeler istenir ve tanıklar dinlenir.

Görüldüğü gibi, nafaka ne sabit bir borç ne de süresiz bir haktır. Tamamen hayatın olağan akışına ve değişen şartlara endeksli, son derece hassas bir dengedir. Bu dengenin yeniden kurulması ise ancak hukukun çizdiği yolları doğru ve eksiksiz delillerle takip etmekle mümkündür.

Ben, Avukat Uğur Güler olarak, bu denli önemli ve hayatınızı doğrudan etkileyen davalarda en kritik unsurun doğru zamanda, doğru gerekçelerle ve en önemlisi somut delillerle hareket etmek olduğunu şahsen tecrübe ettim. Mahkemeye sunulacak ikna edici bir delil, davanın seyrini tamamen değiştirebilir. Bu nedenle, haklı taleplerinizin hukuki zeminde karşılık bulması ve olası hak kayıplarının önüne geçilmesi için süreci bir profesyonelle yönetmeniz en sağlıklı yoldur. Güler Hukuk Bürosu'ndaki ekibimle birlikte, bu hassas süreçte size ve ailenize en doğru yolu göstermek için Bursa'daki ofisimizde yanınızda olmaya hazırız.



Sıkça Sorulan Sorular (SSS)

1. Nafaka her yıl enflasyon oranında otomatik olarak artar mı? Hayır. Boşanma kararında "nafakanın her yıl ÜFE/TÜFE oranında artırılmasına" dair bir hüküm yoksa, nafaka miktarı sabit kalır. Artışın sağlanabilmesi için mutlaka nafaka artırım davası açılması veya tarafların anlaşarak yeni bir protokol düzenlemesi gerekir.

2. Çocuğum 18 yaşına girdiğinde iştirak nafakası için ne yapmalıyım? İştirak nafakası, çocuğun 18 yaşını doldurmasıyla otomatik olarak sona erer. Nafaka borçlusunun ödemeyi kesmesi için ayrıca bir dava açmasına gerek yoktur. Ancak birikmiş nafaka borçları varsa, bunlar ayrıca talep edilebilir.

3. Artırılan nafaka, geçmişe dönük olarak talep edilebilir mi? Hayır. Nafaka artırım davalarında mahkemenin vereceği artış kararı, davanın açıldığı tarihten itibaren geçerli olur. Davadan önceki dönem için geriye dönük olarak bir artış talep edilemez.

4. Eski eşim çalışmaya başladı, yoksulluk nafakasını hemen kesebilir miyim? Hemen kesemezsiniz. Eski eşinizin çalışmaya başlaması ve yoksulluk durumunun ortadan kalktığı gerekçesiyle Aile Mahkemesi'nde "nafakanın kaldırılması" davası açmanız gerekir. Mahkeme, kişinin gelir durumunu araştırarak yoksulluğun ortadan kalkıp kalkmadığına karar verir ve ancak mahkeme kararıyla nafaka yükümlülüğünüz sona erer.

Av. Uğur Güler