Boşanma veya ayrılık süreci, şüphesiz her aile için zorlu bir dönemdir. Bu süreçte ebeveynlerin aklındaki en büyük ve en hassas soru ise "Çocuğumuzun velayeti kime verilecek?" olmaktadır. Bu karar, yalnızca çocuğun kiminle yaşayacağını değil, aynı zamanda geleceğini, eğitimini, sağlığını ve psikolojisini de doğrudan etkiler. Bursa'da faaliyet gösteren Güler Hukuk Bürosu olarak, bu karmaşık süreçte en çok merak edilen soruları yanıtlamak, anne ve babanın haklarını net bir şekilde ortaya koymak ve velayet davalarına dair güncel bilgileri sizlerle paylaşmak için bu makaleyi hazırladık. Bursa ve çevresindeki müvekkillerimizin bu süreçte doğru adımlar atarak çocuklarının geleceğini en iyi şekilde korumalarına yardımcı olmak en temel önceliğimizdir.
Velayet Nedir ve Hukuki Dayanağı Nedir?
Hukuki bir terim gibi görünse de velayet, aslında anne ve babanın çocuklarının bakımı, eğitimi, korunması ve temsili gibi konularda sahip olduğu hak ve sorumlulukların bütünüdür. Türk Medeni Kanunu'na (TMK) göre, evlilik birliği devam ettiği sürece anne ve baba velayeti birlikte kullanırlar. Ancak boşanma veya ayrılık durumunda, hâkim çocuğun velayetini eşlerden birine bırakabilir.
En Temel İlke: Çocuğun Üstün Yararı
Hâkimin velayet kararını verirken dikkate aldığı tek ve en önemli kriter, "çocuğun üstün yararı" ilkesidir. Kanunlar ya da toplumdaki yaygın kanılar değil, tamamen çocuğun fiziksel, zihinsel, ahlaki ve sosyal gelişimini en iyi hangi ebeveynin sağlayabileceği esastır. Hâkim bu kararı verirken şu gibi birçok faktörü göz önünde bulundurur:
- Çocuğun Yaşı: Özellikle anne bakım ve şefkatine muhtaç olduğu kabul edilen küçük yaştaki (genellikle 0-7 yaş arası) çocukların velayetinin anneye verilmesi eğilimi daha yüksektir. Ancak bu mutlak bir kural değildir.
- Çocuğun Kendi Görüşü: Yargıtay'ın yerleşik içtihatlarına göre, idrak (anlama ve kavrama) yaşına gelmiş çocuğun (genellikle 8 yaş ve üzeri) bizzat mahkemede veya uzman pedagog aracılığıyla dinlenmesi ve velayet konusundaki fikrinin sorulması zorunludur. Çocuğun beyanı, kararı etkileyen önemli bir delildir.
- Ebeveynlerin Yaşam Koşulları: Hâkim, ebeveynlerin çocuğa sunabileceği barınma, beslenme, sağlık ve eğitim imkanlarını detaylı olarak inceler.
- Kardeşlerin Durumu: Kardeşlerin birbirinden ayrılmaması, psikolojik gelişimleri için önemli kabul edilir ve kural olarak velayetlerinin aynı ebeveynde birleştirilmesine özen gösterilir.
- Ebeveynlerin Kişisel Durumu: Ebeveynlerin sağlık durumu, yaşam tarzı, varsa kötü alışkanlıkları (alkol, uyuşturucu vb.) gibi faktörler, çocuğun menfaatini etkileyecekse kararda belirleyici olabilir.
Yargıtay Kararlarından Bir Örnek: Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, istikrarlı kararlarında, sırf annenin ekonomik durumunun daha zayıf olmasının velayetin babaya verilmesi için tek başına yeterli bir sebep olmadığını vurgulamaktadır. Çünkü velayeti alamayan tarafın, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılması (iştirak nafakası) zaten yasal bir zorunluluktur. Önemli olan, çocuğa sağlanacak manevi ortam ve şefkattir.
Annenin ve Babanın Hakları Eşit midir?
Kanun önünde anne ve baba velayet konusunda tamamen eşit haklara sahiptir. Toplumda "velayet kesin anneye verilir" gibi yaygın bir kanı olsa da bu hukuken doğru değildir. Yukarıda sayılan "çocuğun üstün yararı" ilkesi çerçevesinde, babanın çocuğa daha iyi bir gelecek sunacağına kanaat getirilirse, velayet babaya da verilebilir.
Özellikle çocuğun yaşı ilerledikçe ve kendi fikrini beyan etme olgunluğuna eriştikçe, cinsiyet ayrımının önemi azalır ve tamamen çocuğun hangi ebeveyn yanında daha mutlu ve huzurlu olacağına odaklanılır.
Sıkça Sorulan Sorular (SSS)
1. Aldatan eş velayeti alabilir mi? Sadakat yükümlülüğünün ihlali (aldatma), tek başına velayetin alınmasını engelleyen bir durum değildir. Hâkim, bu durumun çocuğun bakımını ve psikolojisini olumsuz etkileyip etkilemediğine bakar. Eğer aldatma eylemi çocuğun yanında gerçekleşmemişse ve ebeveynin çocuğa karşı sorumluluklarını yerine getirmesine engel olmuyorsa, velayet kararına doğrudan etki etmeyebilir.
2. Çalışmayan, geliri olmayan anne velayeti alabilir mi? Evet, alabilir. Annenin bir gelirinin olmaması, velayeti almasına tek başına engel değildir. Bu durumda, babanın mali gücü oranında çocuk için iştirak nafakası ödemesine hükmedilir. Önemli olan, annenin çocuğa sağlayacağı bakım, sevgi ve güvenli ortamdır.
3. Çocuk babada kalmak istediğini söylerse velayet babaya verilir mi? İdrak yaşındaki çocuğun fikri çok önemlidir ve hâkim tarafından mutlaka dikkate alınır. Ancak çocuğun beyanı, hâkimi bağlayan tek unsur değildir. Hâkim, çocuğun bu beyanı neden verdiğini (diğer ebeveyn tarafından yönlendirilip yönlendirilmediğini vb.) araştırır ve tüm delilleri (ebeveynlerin durumu, sosyal inceleme raporları vb.) birlikte değerlendirerek nihai kararı verir.
4. Velayet kararı kesin midir, sonradan değiştirilebilir mi? Hayır, kesin değildir. Velayet kararları kamu düzenine ilişkindir ve koşullar değiştiğinde yeniden dava açılarak değiştirilmesi talep edilebilir. Örneğin, velayeti alan ebeveynin hayatında çocuğun menfaatine aykırı ciddi değişiklikler (sağlığının bozulması, kötü alışkanlıklar edinmesi, başka bir şehre taşınarak çocuğu diğer ebeveynden koparması vb.) olması durumunda, velayetin değiştirilmesi davası açılabilir.
Sonuç ve Hukuki Destek
Görüldüğü üzere çocuğun velayeti, pek çok dinamiğin bir arada değerlendirildiği, hassas ve uzmanlık gerektiren bir süreçtir. Verilecek karar, çocuğunuzun tüm hayatını şekillendirecektir. Bu nedenle sürecin en başından itibaren bir avukattan destek almak, hem sizin hem de çocuğunuzun haklarının en doğru şekilde korunmasını sağlar.
Eğer siz de boşanma veya velayet davası sürecindeyseniz, Bursa'da velayet davaları ve aile hukuku alanında uzman bir avukattan destek almak için Güler Hukuk Bürosu olarak bizimle iletişime geçebilirsiniz. Avukat Uğur Güler ve deneyimli ekibimizle, bu zorlu süreci sizin ve çocuğunuz için en az yıpratıcı şekilde yönetmenize yardımcı olmak için buradayız. Detaylı bilgi ve danışmanlık randevusu için web sitemizdeki iletişim bilgilerinden bize ulaşabilirsiniz.
Av. Uğur Güler
Güler Hukuk Bürosu